Yapay Zekanın Gizli Yüzü: Emek ve Enerji

hoodiepepe

Administrator
Staff member
Yapay zeka (YZ), hayatımızın her köşesine sızarak bir devrim olarak tanıtılıyor. Ancak bu teknolojinin altında yatan gerçekler oldukça karmaşık. YZ sistemlerinin arkasında, büyük veri havuzları, ölçülmesi güç enerji tüketimleri ve görünmez iş gücü yatmakta. Teknoloji firmaları, büyük kazançlarını çoğu zaman düşük ücret ve kötü çalışma koşulları altında çalışan işçilerin emekleriyle elde ediyor.

Silikon Vadisi yöneticileri, yapay zekayı olağanüstü bir başarı gibi sunuyor; oysaki bu sistemler, bir mutfak robotunun işleyişine benzer şekilde çalışıyor. Veriler, enerji ve insan emeği, sistematik bir şekilde ceplerine konulmakta. Uganda, Kenya ve Filipinler'deki veri etiketleme merkezlerinde, Türkiye'deki çağrı merkezlerinde ve Amerika'daki depolarda çalışan gençler, aslında görünmez bir iş gücünün parçası.

YZ’nin yalnızca yazılım veya kodlardan ibaret olmadığını, her bir işlem dizisinin fiziksel altyapılar tarafından desteklendiğini unutmamak gerekiyor. Çiplerin kimyasal madencilikle üretimi, suya ve elektriğe dayalı veri merkezleri, tüm bu süreç çevresel zararlarla dolu.

Aynı zamanda bu teknoloji, eski güç yapılarının yeniden üretilmesine de katkıda bulunuyor. Hindistan gibi ülkelerde düşük ücretle çalışan gençlerin, geçmiş sömürgecilik bağlamında yeniden sömürü düzenlerinin bir parçası hale geldiği aşikar.

Bir YZ modelini eğitmek, büyük miktarda enerji tüketiminde bulunuyor ve şirketler bu durumu “verimlilik artışı” ile gizlemeye çalışsa da, çevresel maliyetler günden güne artmakta. YZ’nin, insanların emeğini görünmez kılmaya yönelik bir araç olarak kullanılması, işçi mücadelesinin sadece bir grev değil, aynı zamanda daha görünür bir emek mücadelesi olduğunu gösteriyor.

Yapay zekanın oluşturduğu bu sömürücü yapı üzerinde değişiklik yapmanın mümkün olduğunu gösteren örnekler mevcut. Hollywood Grevi ve Yazarlar Sendikası’nın YZ teknolojisinin kullanılmasını düzenleyen sözleşmesi, bu alanda önemli bir başlık açmakta.

Sonuç olarak, YZ bir zorunluluk değil, insan emeği ve doğa pahasına kurulmuş bir sistemdir. Bu durumu değiştirmek ve daha adil, insan odaklı bir teknoloji geliştirmek mümkün. Emeğin ve insan hikayelerinin YZ’nin arka planına değil sahneye taşınması gerekmekte.
 
Back
Top