Turgutreis'te, kamu politikaları ve projelere dair halkın doğru bilgiye ulaşma hakkı kritik bir mesele haline gelmiş görünmekte. Özellikle, "Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı projesi" etrafında oluşturulan eylemler ve açıklamalar ne denli gerçeği yansıtıyor? Bu tartışmaların miladı Bodrum Belediyesi Meclisi'nin 2018 Şubat toplantısına dayanıyor.
Belediye Meclisi, Maliye Hazinesine ait olan ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na tahsisli 370 ada, 10 parselde yapılacak imar planı değişikliği için olumlu bir görüş bildirdi. O dönemde CHP'li Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Bodrum’un en değerli alanlarını Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanımına açmanın önemli olduğunu söylemişti. Bu görüşler dile getirilirken, karşıt sesler ne kadar duyuldu?
Yıllar içinde bu kararın gözden geçirilmesi gerekmez mi? Cumhuriyet Halk Partisi ve dönemin meclis üyeleri, yaptıkları bu önemli karar için öz eleştiri yapmak durumunda değiller mi? Zira yanlış uygulamalar sonrasında gelen eleştiriler, durumun vahametini ortaya koymakta.
Halkın böyle kritik bir konuda yeterince sesi çıkmazken, esnaf ve turizmci açısından durum da düşündürücü. Turgutreis pek çok eylemciyi ağırlasa da, yerel halkın katılımı oldukça sınırlı görünüyor. Peki, gerçekten de referandum yapılsa, halk bu liman projesine ne cevap verecek?
Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci'nin aile şirketlerinin bu projeden etkilenip etkilenmeyeceği merak konusu. Her şeyin ötesinde, Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı'nın geleceği sadece bu bölgede değil, tüm Bodrum'da ekonomik ve çevresel dengeyi tehdit ediyor.
Son derece değerli doğal zenginlikler, kültürel mirasların yerli ve yersiz projeler adına feda edilmesi, toplumun ortak geleceği açısından önemli bir soru işareti. Halkın gerçek bilgiye ulaşımının sağlanması ve toplumsal katılımcılığın artırılması için acil adımlar atılması şart. Bütün bu endişelerle birlikte, eylemlere katılım ve desteğin artması, her bireyin sorumluluğu olmalıdır.