Sosyal medyanın popüler paylaşımlarından biri, zaman yolculuğu konseptini ele alarak, modern hayatın temel meselelerinin geçmişle nasıl örtüştüğünü sorguluyor. 2024 Türkiye’sinde, günümüz insanlarının yüzleşmek zorunda olduğu en köklü sorunlar -beslenme ve barınma- bir zaman makinesiyle geçmişe taşınsalar da kağıt üzerinde değişmiyor.
Ancak bu düşünce Trump'ın yeni uluslararası politikalarını gözler önüne seriyor. Uluslararası hukuku ihlal etme cesaretiyle Grönland, Kanada ve Panama Kanalı gibi stratejik bölgeleri kendi toprakları olarak talep eden Trump, tüm dikkatleri üzerine çekiyor.
Grönland, sadece doğal kaynaklarıyla değil, aynı zamanda jeopolitik konumuyla da büyük önem taşıyor. Buzla kaplı olan bu ada, zengin petrol ve doğal kaynaklarına ev sahipliği yapıyor.
Trump’ın, “güzellikle” teklif ederiz yaklaşımı, geçmişte yapılan toprak alımlarının bir uzantısı olarak kendisini gösteriyor, bu da uluslararası ilişkilerde güç dengesini yeniden sorgulamamıza neden oluyor.
ABD ve diğer süper güçlerle birlikte, eski ve yeni dünya düzeninin nasıl şekilleneceğine dair resmi kurumlardan pek bir beklenti yok gibi görünmekte.
Sonuç olarak, yeni dünya düzeninde ekonomik ve askeri gücün öneminin artacağı bir dönem başlamakta. Bu süreçte bireylerin kendi güçlerini artırma çabası, her birimizin hayatta kalma stratejisi haline gelebilir.