2034 Dünya Kupası'nın Suudi Arabistan'da düzenlenecek olması, insan hakları ihlalleriyle dolu bir ortamda spor ve etik tartışmalarını yeniden alevlendiriyor. FIFA'nın, Rusya'yı men etme kararlılığına rağmen, Katar'daki göçmen işçilerin dramatik koşullarını göz ardı etmesi eleştiriliyor. Suudi Arabistan'da siyasi muhalefetin bastırılması, kadınlara yönelik ayrımcılığın sürmesi ve LGBTQ bireylere uygulanan yasaklar, turnuvanın yapılacağı ülkenin insan hakları sicilini daha da karartıyor. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'na göre, Suudi Arabistan, işçi hakları bakımından en kötü ülkelerden biri. "Kafala" sistemi nedeniyle göçmen işçilerin hakları ihlal ediliyor, çalışanlar pasaportlarına el konulması ve zorla çalıştırılmalarla karşı karşıya kalıyor. Mega projeler, insan hakları ihlalleri ve işçi ölümleriyle anılırken, FIFA'nın kararı, sporun etik sorunlarını bir kez daha gözler önüne seriyor. Diğer yandan, bazı ülkelerde spor organizasyonlarına ev sahipliği konusunda isteksizlik söz konusu. 2024 Paris Olimpiyatları'nda işçi hakları için önlemler alınırken, ABD sendikaları da 2026 Dünya Kupası'nda benzer bir sözleşmeyi uygulamak için adımlar atıyor. Suudi Arabistan'da inşa edilen Neom, insan hakları ihlalleri ve işçi sömürüsüyle büyülenirken, bu durum "yeşil aklama" ve "sporla aklama" stratejilerinin arka planında duruyor.