Suriye’nin akıbetini şekillendiren dinamikler, Türkiye’nin dış politika manevralarıyla iç içe geçmiş durumda. Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el Colani, Şam merkezli kendi yönetimini oturtmaya çalışıyor. Bu süreçte, yeni bir anayasanın hazırlanması ve demokratik seçimlerin düzenlenmesi planları gündemde. El Colani, bu dönüşüm sürecini üç yıl içinde anayasayla, dört yıl içinde ise seçimlerle gerçekleştirmeyi hedefliyor. Ancak bu planların işe yarayıp yaramayacağı hala belirsiz.
HTŞ’nin yönetiminde yapılan değişiklikler dikkat çekiyor; örneğin, El Kaide ile geçmişi olan isimlerin göreve gelmesi, rejimin yeni yüzünü oluşturuyor. Aynı zamanda, Fırat’ın doğusundaki Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) yönelik tartışmalar sürüyor. Kürtlerin önerdiği seküler demokratik özerklik senaryosu, HTŞ rejimine entegre olma ihtimaliyle çatışma halinde.
Türkiye’nin, ABD ile yürüttüğü müzakereler ve SDG’yi zayıflatma çabaları, Kürtlerin geleceği açısından kritik bir dönemeçte olduğu görülüyor. SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, ateşkes sağlamak üzere çeşitli önerilerde bulundu. Burada dikkat çeken detay, Suriye’nin birliği ve federalizm arayışının etrafında şekillenen tartışmaların giderek derinleşmesidir.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Colani’nin Türkiye ve Amerika ile yürüttüğü diyalogda, Suriye’nin yeniden yapılanmasına dair tasarılar, güvenlik ve istikrar açısından yeni bir denge oluşturma çabası olarak karşımıza çıkıyor. Ancak ortamda var olan karmaşa, yeni yönetimin ne kadar köklü değişiklikler yapabileceğine dair soru işaretleri oluşturmakta.
Öcalan’ın rolü ve söylemleri de tartışma konusu. Türkiye’nin Kürt meselesindeki yaklaşımı, Suriye’nin iç dinamikleriyle bağlantılı olarak, yeni bir açılımın gerekliliğini ortaya koyuyor. Devletin, Kürt meselesini tek bir odak üzerinden çözme arzusu, Suriye’deki yeni gelişmeleri etkileyecek yönlü adımları gerektiriyor.
Sonuç olarak, Suriye’nin geleceği, Bahçeli ve Erdoğan ikilisinin belirleyeceği politikalarla, Colani’nin öngörüleri ve Kürtlerin durumu arasında gidip gelmekte. Bu yeni paradigmada hem iç hem de dış dinamiklerin çok yönlü etkileri, takip edilmesi gereken kritik gelişmeler arasında yer alıyor.