Son haftalarda Suriye’de gelişen olaylar, geçmişte Afganistan ve Irak operasyonlarının hatıralarını yeniden canlandırdı. Suriye, Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesinde önemli bir dönüm noktası haline geldi. ABD’nin rolü bu bağlamda incelendiğinde, takvim 1990-91 Körfez Savaşı’na kadar götürülüyor. Bu dönemde ABD, 'yeni Ortadoğu'nun inşası amacıyla harekete geçti. 2003 Irak Savaşı, bu liberal düzenin ilk yarasını almasına neden oldu. Bugün uluslararası terör listesinde yer alan radikal bir grup, Suriye İslam Cumhuriyeti’ni kurarken, bu durumu Batı’nın 'ılımlı İslam' olarak tanımladığı Türkiye’nin de desteklediği görülüyor. Türkiye, radikalleri 'ılımılaştırma' misyonuyla yeniden Batı ittifakına doğru yöneliyor. Suriyeli mültecilerin dönüşü, rejimin yıkılması ve yeni bir yapı kurma çabalarının yanında, bölgedeki Kürtler için de yeni bir dönemi işaret ediyor. Fırat'ın doğusundaki gelişmeler, radikal İslamcıların etkisini artırarak Suriye'nin siyasi dengelerini değiştirmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye'nin bu süreci nasıl yöneteceği ve Kürtlerin geleceği ise belirsizliğini koruyor.