Toplumun dinamiklerini anlamak için sınıf hiyerarşileri kritik bir yere sahiptir. Söz konusu sınıflar, yalnızca ücretli emeğin sömürüsü ya da üretim alanındaki proletarya ve burjuvazi ilişkileri değil, aynı zamanda patriarkal sistemin de etkileri altında şekillenmektedir. Ekonomik krizler, iklim değişikliği ve yoksulluk gibi sorunlar, kapitalizmin doğrudan bir sonucudur. Benzer şekilde, erkek şiddeti ve cinsiyet eşitsizliği de patriyarkanın toplumsal yapımız üzerindeki kalıntılarıdır. Ancak, bu kavramlar üzerinde durmak, mevcut sorunları yeterince açıklayamayabilir. Türkiye'de günümüz yoksulluğunu anlamak için, mevcut iktidarın servetin yeniden dağılımına yönelik politikalarını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Savaş sanayisine yapılan yatırımlar ve tarım politikalarının terk edilmesi, bunların başında geliyor. Kadınların ekonomik alandaki yeri ise iktidar politikalarıyla değişim göstermekte. Geçmişte tarım ve tekstil sektörlerinde yoğun bir şekilde çalışan kadınlar, şimdi inşaat ve perakende sektörlerine kaydırılmaktadır. Bu noktada, toplumsal ve siyasi hareketlerin, cinsiyet ve sınıf meselelerini ele alarak öneriler geliştirmesi önemlidir.