Yeni veriler, panik bozukluğunun toplumda oldukça sık görüldüğünü ve özellikle kadınların bu durumdan erkeklere oranla daha fazla etkilendiğini ortaya koyuyor. Uzman Dr. Özlem Gül, panik bozukluk ile ilgili önemli bilgiler sundu. Dr. Gül, panik bozukluğun ani ve yoğun korku nöbetleriyle kendini gösterdiğini belirterek, bu atakların sıklıkla kalp krizi belirtilerine benzer hisler yarattığını ifade etti.
Panik atak belirtileri arasında göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi gibi semptomlar yer alıyor. Dr. Gül, bu belirtilerin en az dördünün mevcut olması durumunda kişinin panik bozukluk yaşadığını söyleyerek, bu rahatsızlığın 20-35 yaş arasında sıkça başladığını vurguladı. Kadınlarda, erkeklerden 2-3 kat daha fazla görüldüğünü ekledi.
Panik atak geçiren bireyler, genellikle toplu taşıma araçlarını kullanmaktan ve kalabalık ortamlardan kaçınmaya başladıklarını aktarırken, bu durumun kişilerin sosyal yaşamını olumsuz etkilediği gözlemleniyor. Agorafobi adı verilen bir durumla, hastalar yalnız kalmaktan veya belirli ortamlara girmekten korkar hale gelebiliyorlar.
Panik bozukluğunun kesin bir nedeni olmamakla birlikte, genetik faktörler, beyin kimyası, kişilik özellikleri ve stres gibi etmenlerin hastalığın gelişiminde rol oynadığı belirtiliyor. Dr. Gül, tedavi yöntemlerinin kişiye özel olarak belirlendiğini, genellikle ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapilerle kontrol altına alındığını sözlerine ekledi.