Hrant Dink’in katledilmesinin üzerinden on sekiz yıl geçti. O gün doğanlar bugün yetişkin, çocuklar ise önceki neslin yükünü taşıyanlar hâline geldi. O gün, tüm toplum olarak bir büyük travma yaşadık; ancak zaman geçtikçe yaşananlar unutuldu mu yoksa karanlıkta mı kaldı? Davalar, on sekiz yıl sonra bile sürerken, gün geçtikçe karmaşık bir labirente dönüştü. Birçok kişi, bu davaların peşini bırakmış durumda. Uzun süredir devam eden bu davalar, yargı bağımsızlığının sorgulandığı, çeşitli güç odaklarının etkisi altında olduğu bir düzene işaret ediyor. Hrant Dink’i hedef alan linç kampanyası, o dönem içinde tanınmış kişilerin hedef göstermesiyle başlayarak pek çok soru işareti doğurdu. Elde edilen bilgiler, farklı organlar ve kişilerin cinayet üzerindeki rollerini gösteriyor. Dink’in hedef seçilmesinin en büyük nedeni, cesurca sorular sorması, gerçeği dile getirmesi ve toplumda bir farkındalık yaratmasıydı. Cinayetin üzerinden on sekiz yıl geçtikten sonra, Hrant Dink’in mesajları hala anlamını koruyor. Onun bıraktığı miras, toplumsal hafızamızda yer etmeye devam ediyor ve demokratik bir toplum arayışındaki bütün mücadelelerin ilham kaynağı oluyor.