23 Aralık tarihi, Menemen olayını ve Yedek subay Kubilay’ın trajik katlini tekrar gündeme getirdi. Cumhuriyet tarihinin en kanlı olaylarından biri olarak bilinen bu durum, bir kez daha Türkiye’nin karanlık geçmişini sorgulatıyor. Normal bir mahkemenin değil, o dönemki askeri mahkemenin yani Divanıharp’in karşısına çıkarılan katiller, olayı daha da dehşetle süsleyerek bizlere aktarıldı.
Bu tarih, yalnızca bir olayı değil, aynı zamanda geçmiş ve günümüz arasında süregelen benzerlikleri de hatırlatıyor. Kubilay’ın canına kıyan Derviş Mehmet ile aynı ruh haliyle hareket eden ve katliamları izleyen Mustafa Muğlalı gibi karakterler, bir müddet sonra tarihin unuttuğu yüzlerden biri oluyor.
Bunun yanı sıra, günümüzde DAİŞ tarafından gerçekleşen zulümler, sanki geçmişin bir başka şekliymiş gibi gün yüzüne çıkıyor. Fethi Şahin ve Sefter Taş’ın başına gelenler, bir birliğin ve laikliğin savunucularının unutmuş gibi davrandığı değerlerin çiğnendiğini gösteriyor. Geçmişin hayaletleri bugün de varlığını sürdürüyor, bu trajediler arasındaki döngü ise ne yazık ki devam ediyor.