İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'in Gazze'deki sivilleri bilinçli olarak susuz bıraktığını ortaya koyan çarpıcı bir rapor yayımladı. Rapor, Gazzelilerin günde yalnızca iki ile dokuz litre su kullanabildiğini, oysa Dünya Sağlık Örgütü'nün acil durumlar için belirlediği minimum su ihtiyacının günde 15 litre olduğunu vurguladı.
İsrail’in, su krizini derinleştirmek amacıyla dört temel stratejiyle hareket ettiği belirtiliyor. Bunlar arasında içme suyu hatlarının kesilmesi, su tesislerinin enerji ve yakıt girişinin engellenmesi, güneş panellerinin yok edilmesi ve su altyapısının onarımının engellenmesi yer alıyor. HRW, bu eylemlerin Roma Statüsü ve Soykırım Sözleşmesi kapsamında soykırım suçu oluşturduğunu ifade etti.
Dünya Bankası ve Ipsos verilerine göre, Gazze'deki su ve sanitasyon altyapısının yüzde 84'ü hasar görmüş durumda. Kirli su tüketimi sonucunda, özellikle çocuklarda ishal vakalarının arttığı gözlemleniyor. Temmuz ayında 25 yıl aradan sonra ilk kez çocuk felci vakası tespit edildi. Su krizinin yol açtığı ölümlerin sayısının binlerle ifade edildiği tahmin ediliyor.
Ayrıca, Husilerin İsrail'e fırlattığı bir füzenin parçaları Tel Aviv yakınlarındaki bir okula isabet etti. İsrail ordusu, bu saldırıya karşı misilleme olarak Yemen'deki iki elektrik santraline ve Hudeyde limanına saldırı düzenledi; saldırılarda 9 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Bu gelişmelerin yanı sıra, son 24 saat içinde İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki Cebaliye mülteci kampını bombalaması sonucu 32 Filistinli yaşamını yitirdi. Gazze Sağlık Bakanlığı, 7 Ekim'den beri ölü sayısının 45 bin 129'a, yaralı sayısının ise 107 bin 338'e ulaştığını açıkladı.
İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da da çeşitli bölgelerde Filistinlilere yönelik gözaltı operasyonları düzenledi.
Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric ise Netanyahu’yu “insanlığa karşı suç” işlemekle suçlayarak bu durumu savaş suçu olarak nitelendirdi.