"Ne istiyoruz?" sorusu, içsel bir sıkıntıyı temsil ediyor. Yıldır her platformda yankılanan ama gerçek anlamda değerlendirilmeyen bir soru bu. Yetkililerin soruyu kullanma şekli, esasında bu sorunun derinliğiyle ilgilenmediklerini gösteriyor. Elbette duyarsızlıkla ilgili pek çok sorun var; fakat temel mesele, aslında kendimizi sorgulaması ve tanımlaması gereken bizleriz.
Engellilik mücadelesinde bir birlikteliğin ve güçlü bir hareketin eksikliği, değişimin önündeki en büyük engellerden biri olarak öne çıkıyor. Sakat hareketinin sesini artırması ve kendi taleplerini net bir şekilde ortaya koyması gerekiyor. Evet, toplumda engellilere dair bir anlayışın geliştirilebilmesi için daha fazla işbirliği ve farkındalık gerekiyor.
Emek verirken kendimize şunu sormalıyız: Ne için savaşıyoruz? Ortak bir dil geliştirmeden bir araya gelir miyiz? Diğer ötekileştirilmiş gruplar ile kesişimsel bir anlayış içinde olmalıyız. "Ne istiyoruz?" sorusunu yanıtlayarak, kendimize bir rota çizebilir ve bir güç oluşturulabiliriz. Toplumda kabul görmek için basit çözümler istemek yerine, köklü bir değişim talep edilmelidir. Ancak bu şekilde, kendimizi fark ettirerek gerçek haklarımızı talep edebiliriz.